Değerlerimize göre yaşamak nedir?
”Değerlerimizin ne olduğunu bilirsek, karar vermek çok daha kolay olacaktır.’’
Roy Disney
Son zamanlarda etrafımda duyduğum hep aynı cümleler;
‘’ne yaparsam yapayım yetişemiyorum’’,
‘’devamlı koşturuyorum ama ne elde ettiğimi bilmiyorum’’,
‘’şu işi de halledeyim sonra…’’,
’’hep çalışıp didiniyorum yine de istediğim yerde değilim’’,
‘’ne yaparsam yapayım kimseyi memnun edemiyorum, kendimi bile’’,
‘’Mutluluk mu sırası gelecek hele şunu bir atlatalım’’…
Tanıdık geldi mi?
Yukarıdaki sorular ve benzerleri bizim hep yapmakla, sahip olmak dilimleri arasında sıkışıp kaldığımızın örnekleri. Çalışıyoruz, bir şeylere sahip oluyoruz: ev, araba, tatiller… Sonra bu sahip olduğumuz şeyleri elimizde tutmak için yapmaya devam ediyoruz. Böylece bir kısır döngüye giriyoruz.
Sonra bir bakıyorsunuz falanca büyük firmanın CEOsu istifa etmiş ve kıyı şehrine yerleşmiş. İçinizden ‘’Aaaaa! buralara kadar gelmiş hiç böyle gidilir mi, neleri tepmiş. Ben olsaydım öyle yapmazdım’’ cümleleri geçiyor.
Sizce o kişi neden böyle radikal bir karar aldı? Muhtemeldir ki, yapmak ve sahip olmak arasında sıkıştığını, kim olduğunu, kim olmak istediğini, yaptığı şeyden gerçekten mutlu olup olmadığını sorgulamaya başladı. Çünkü yaptığı iş belki de onun değerleri ile uyuşmuyordu.
Ne olduğumuz değerlerimiz ile ilgili: verdiğimiz kararlar, seçtiğimiz yollar hep değerlerden geçiyor. Ne zaman ki yaptığımız şeyler değerlerimize uymuyor, işte o zaman içimizdeki çatışma başlıyor. Belli bir süre taviz verebiliyoruz. Ama bıçak kemiğe dayandığı anda, o büyük firmanın CEOsu gibi yaşamımızda radikal değişiklikler yapıveriyoruz. O zaman kendimize şunu soralım ‘’Her şey mümkün olsaydı ne olmak isterdim ?’’ Bu sorunun cevabı bizi doğrudan değerlerimize götürecek. Eğer değerlerimizi bilirsek içsel konuşmalarımızı yaparsak kendimizi iyi tanırsak seçeceğimiz meslekler, çevremiz, eşimiz de hep o değerlere uygun olacak. O zaman bir şeylerin peşinde koşturmak yerine kendi istediğimiz şeyleri peşinden gidebiliriz.
Ne yaptığımız ise, bu değerlerimiz ışığındaki becerilerimiz ile ilgili. Sonradan kazanabilen, öğrenebilen şeyler. Değerlerimize uygun şeyler yaptığımız müddetçe iç çatışmalarımızı aza indirgemiş oluruz.
Neye sahip olduğumuz ise fiziksel çevremiz ile ilgili. Kendimize şu soruyu soralım. Bir şeylere sahip olmak için mi buradayım, yoksa gerçekten bana (değerlerime) uygun olduğu için mi? Bu soruya açıkça cevap verirsek nerede olduğumuzu, nereye gitmek istediğimizi de tayin etmiş oluruz.
O zaman şöyle bir çıkarımda bulunursak yanlış olmaz: Kendini tanı, kim olduğunu bul, buna uygun şeyi yap, zaten sahip olacaksın. Çünkü bu sefer enerjini senin için önemli olan şeye vereceksin ve eninde sonunda bu yolda mutlu olacaksın ve bunu sürdürmek için daha fazla enerji ile yoluna devam edeceksin.
Nem Ayşen İpekoğlu,
18.10.2017
Kalemine saglik. Yurekten katiliyorum.
Sevgili Ayşen çok güzel bir yazı 🙂 Kalemine sağlık. Galiba en büyük sorun küçüklükten itibaren bize verilen şartlanmışlıklardan sıyrılıp gerçekten kim olduğumuzu bulabilmek. Sevgiler
Çok çok beğendim…çokça da kendimden ve yaşadıklarımdan birşeyler buldum…durum bu kadar net, yalın ve somut anlatılabilirdi…Bu yazıyı daha önce okumuş olsam olaylara bakış açım çok daha farklı olurdu kesin… Kalemine sağlık…
Hislere tercuman olmussun kalemine saglik
Kutlarım ve teşekkür ederim Ayşen Hanım, birçoğumuzun yaşadığı ikilemi saptayarak dile getirmişsiniz, gerçek kimliklerimiz ve içinde yaşadığımız toplumun bize dayattıkları… Dilerim çocuklarımız kendi değerlerine geç kalmadan ulaşsınlar…
Kesinlikle doğru zaten durum böyle olmadığı /olamadığı için çocuklarımız da ne istediğini bilmiyor ve doyumsuz .
Çok net kolay anlaşılır bir dille aslında en ortak sorunumuzu ve sorularımızı yazıya dökmüşsün.
Kalemine sağlık…
Thank you for the information provided